Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız, “Türkiye ile Japonya arasında imzalanan anlaşmada, Sinop’ta kurulacak nükleer santralle ilgili yerli bir yatırımcı girmek isterse hükümetin onayının alınması gerektiğine dair bir konu da geçti” dedi. The Economist Avrupa Enerji Zirvesi öncesinde soruları yanıtlayan Taner Yıldız, Türkiye ile Japonya arasında nükleer enerji, bilim ve teknoloji alanında işbirliğine dair imzalanan ortak bildirge hakkında bilgi vererek, birnükleer santralin hükümetler arası anlaşma, ev sahipliği anlaşması ve uygulama sözleşmeleri olmak üzere 3 ayrı anlaşma safhası olduğunu kaydetti. Mayıs ayında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Japonya Başbakanı Shinzo Abe’nin hükümetler arası anlaşma imzaladığını anımsatan Yıldız, ev sahipliği anlaşmasının da dün tamamlandığını dile getirdi. Japonya’nın kendi statüsüne göre söz konusu anlaşmayı kendi meclislerinde onaylanmış olarak addettiklerini belirten Yıldız, kendilerinin ise TBMM’nin onayına sunacaklarını ifade etti. Dün yapılan anlaşmanın detayları hakkında bilgi veren Yıldız, şöyle devam etti: “Hazine garantisi vermediğimizin, devlet garantisi vermediğimizin bu anlaşmayla altını bir daha çizmiş olduk. Ve güvenlik sistemleriyle ilgili bir kısım detayları vurgulamış olduk. Yine proje finansmanıyla ilgili detayları dikkate aldık. Uygulama anlaşmasına esas olacak olan konuları detaylandırdık. Üçüncü nükleer santralin yerinin seçimiyle ilgili bildiğiniz gibi 18 aylık bir çalışma yapılacak. Depremsellikle alakalı konularda, gerekse diğer bütün teknik konularda güvenlik sistemlerini daha fazla nasıl artırırız, bunun üzerinde konuşuldu. Hangi yatırım teşviklerinden yararlanabilecekler, yerelleşme ve insan kaynakları ile alakalı neler yapılacak… Bir teknoloji merkezinin kurulmasıyla ilgili karar alınmıştı. Aynı şekilde bir üniversitenin kurulması… Yakın bir zamanda Tokyo’ya gidip bunlarla alakalı karşılıklı görüşmelerimizi tamamlamış olacağız.” “Denizden yapılacak sismiklerle alakalı Japonlar’ın raporlarını bekleyeceğiz” Anlaşma kapsamında Japonya’nın sismiklere başladığını, denizden yapılacak sismiklerle ilgili Japonlar’ın raporlarını bekleyeceklerini belirten Yıldız, “Bu raporlar doğrultusunda da yerinde kayma ihtiyacı var mıdır? 5 kilometre daha mı ileri ya da geri yapalım, bunlarla alakalı konular da netleşmiş olacak” dedi. Hissedarlıkla ilgili de Yıldız, yerli bir yatırımcı girmek isterse Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin onayının alınması gerektiğine dair bir konunun da geçtiğini dile getirdi. Mitsubishi’nin, Itochu’nun ve EÜAŞ’ın bir arada bulunacağı bir yapıyı kurguladıklarını aktaran Yıldız, uyuşmazlık halinde hangi mahkemelerin yetkili olacağına dair bir kısım maddelerin olduğunu da ifade etti. Güvenlik sistemleri hakkında da bilgi veren Yıldız, şunları kaydetti: “Atmea1 Reaktörü uçak çarpmalarına, tsunamiye veya dışardan gelebilecek coğrafi bir etkiye rahatlıkla daha fazlasıyla dayanabilecek durumda… Türkiye’deki 9 şiddetindeki bir depreme dayanabilecek bir yapıyı kurgulamış oluyoruz. Daha az atık üreten bir yapıyı kurgulamış oluyoruz. Fransa ve Kanadalı nükleer güvenlik otoritelerince de onaylanmış bir santral üzerinde çalışmış olacağız. Yalnızca elektrik üretimiyle ilgili değil, aynı zamanda Türkiye’nin teknolojik saniyileşmesiyle ilgili ciddi bir yapı kurgulamış olacağız. Dün Marmaray’ın mühendislik firmalarının da bu konuda bizimle görüşmek istediklerine tanık oldum. Bugün bir kısım görüşmeler de yaptık. Nükleer santralin inşaası sırasında ne tür mühendislik firmalarının olmak istediğini de değerlendirmiş olduk.” Söz konusu anlaşmadaki ortaklık yapısıyla ilgili de bilgi veren Yıldız, hükümetler arası anlaşmaya göre yüzde 35’in Türkiye’de, yüzde 65’inin Japonya’da olduğunu; Japonya içerisindeki şirketlere yönelik yüzdesel dağılımın ise önümüzdeki süreçte görüleceğini söyledi. Bakan Yıldız, söz konusu anlaşmadaki yüzde 35’lik kısmın başka bir Türk şirketine devri ya da halka arzı olup olmadığı yönündeki bir soru üzerine de şunları kaydetti: “Her iki nükleer santrale de istekli yatırımcılarımız var. Enerji sektörüne olan güvenin burada çok büyük avantajlarını görüyorum. Siyasi istikrarın sürdürülebilir olduğuna olan inancın meyvelerini enerji sektöründe toplamış olacağız. En az 2-3 tane firmanın, her iki santralin ortaklık yapısıyla ilgili talepleri olduğunu görüyoruz. Şu anda bunu söylemek erken ama halka mı açılacak, blok satış mı yapılacak, bu işi yapacak yerli bir ortak mı olacak, bunları önümüzdeki süreçte göreceğiz.” Süre veremem Mersin Akkuyu Nükleer Santrali’ndeki son gelişmeler hakkında da bilgi veren Taner Yıldız her iki projenin Türkiye’nin blok alanda en büyük projeleri olduğunu, ciroları itibariyle konuşulursa 100 milyar dolar civarında bir rakamdan bahsedilmiş olunacağını söyledi. Rusya’nın güvenlik sistemiyle ilgili aldığı yeni tedbirlerin zamanla ilgili sarkmalara sebep olduğunu ama işletmeye girmeyle ilgili şu anda herhangi bir sıkıntının görülmediğini vurgulayan Yıldız, “Yani işletmenin tarihinin gecikmesiyle alakalı elimizde şu anda herhangi bir olumsuz durum yok” dedi. Yıldız, Akkuyu’da sahada zemin etüd çalışmalarının yapıldığını, inşaat çalışmalarının henüz yapılmadığını, verilecek izne tabi olduğunu dile getirdi. Sinop’ta yapılacak nükleer santralin ÇED süreciyle ilgili de konuşan Yıldız, “Onun için biraz daha erken. MTA’nın yaptığı sismikler var ve projeyi oraya yapacak şirketler tarafından bu sismikler tekrar gözden geçiriliyor” ifadelerini kullandı.
Kaynak : aa.com.tr