Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Anadolu Ajansı’nın (AA) resmi iletişim sponsoru olduğu 4. İstanbul Finans Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, kişi başına milli gelire satın alma gücü paritesiyle bakıldığında 2002 yılında 8 bin 700 dolardan, bugün 18 bin 200’e çıktığını belirterek, son 10 yıllık dönemde Türkiye’nin gelişmiş ülkelerle arayı hızlı kapattığını kaydetti. Geçmişte böyle hızlı ara kapatma döneminin yok denilecek kadar az olduğunu ifade eden Şimşek, “Türkiye, satın alma gücü paritesiyle Avrupa’da 6. büyük ekonomi, dünyada 16. büyük ekonomi, hedef Avrupa’da ilk 2-3, dünyada ise ilk 10’dur” değerlendirmesinde bulundu. “Bütçe açığı yüzde 1,4’ün altında kalacak” Bakan Şimşek, “Bu sene bütçe açığı yüzde 1,4’ün altında bekleniyorsa da muhtemelen bunun çok altında kalacak. İlk 8 ayda bütçemiz mütevazi olsa da fazla verdi. Ama yılın son döneminde bir miktar açık olacak ama açık hedefin altında kalacak” dedi. “Seçim var diye ilave adım atmayız” Bazı analist ve kuruluşların seçimleri anımsattığını ifade eden Şimşek, “Son 10 yılda kaç tane seçim olmuş, seçimin arifesinde ne tür popülist politikalar uygulanmış bir baksınlar. Biz ne yapılması gerekiyorsa normal dönemde yapıyoruz, sırf seçimler var diye ilave adım atmayız. Daha önce kamu borç stokunun milli gelire oranında Türkiye uçurumun eşiğindeydi. Bizim öngörümüz bu sene brüt kamu borç stokunun milli gelire oranı yüzde 35 olacağı, gelecek sene yüzde 33’e düşecek.” “Hane halkının bilançosunda tahribat söz konusu değil” Hane halkının çok borçlandığına dair gazetelerde haberler çıktığını anımsatan Şimşek, “Avrupa Birliği ülkeleriyle karşılaştırıldığında, Türkiye’de hane halkının borcunun milli gelire oranı AB ortalamasının 3’te 1’i düzeyinde dahi değil. Ama Türkiye’de asgari ücret AB üye ülkelerinin 10’undan daha yüksek. Hane halkının döviz borcu yok. Yani hane halkının bilançosunda herhangi bir tahribat söz konusu değil” dedi. Türkiye’nin temelleri sağlam İhracat pazarlarının çeşitlendiğini vurgulayan Şimşek, şunları kaydetti: “Maalesef günü birlik ve mayıs öncesi analizler yapılıyor. Mayıs öncesi Türkiye, çok popülerdi. Fon akışı da yüksekti. Dolayısıyla ufak bir kaygıyla veya politika değişikliğiyle çıkışın da biraz yüksek olmasını beklemez misiniz? Bundan daha doğal bir şey var mı? Her şey belli bir bağlamda görmekte fayda var. Türkiye’nin temelleri sağlam. Sıkıntılarımız var, onları aşmak için yapısal reformlarla uğraşıyoruz.” “Vatandaş yeterince tasarruf yapmıyor” Bakan Şimşek, Türkiye’nin global tasarruflara ihtiyacı olduğunu dile getirerek, ”Maalesef vatandaş yeterince tasarruf yapmıyor. O nedenle hisse senedi ve bono piyasasına fon akışının devam etmesi lazım” dedi. Tasarrufu artırmak için istihdamı da artırmamız lazım Şimşek, Türkiye’nin demografik yapısının çok olumlu olduğunu, beşeri sermayenin kalitesi artarsa tasarrufların da artacağını söyledi. İş gücü piyasası esnek olmadığında istihdamın da düşük olacağına dikkati çeken Şimşek, “İstihdam oranı düşük olunca tasarruflar da düşük oluyor. Tasarrufları artırmamız için istihdamı da artırmamız lazım. Bu nokta da reform yapmamız lazım. Reform yapmadığımız yapamadığımız tek alan budur. Enin de sonunda bu konuda da çok ciddi adımlar atılacak. Nitekim paketimiz hazır” diye konuştu. Ortaokul terk nüfuslu bu başarılmış Beşeri sermayenin kalitesini artırmanın büyük önem taşıdığını ifade eden Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Eğitimde gereken sıçramayı yaparsak, Türkiye başarıyı sağlar. Son 10 yıldaki başarıyı mucize olarak görüyorum. Çünkü ortaokul terk 25 yaş üstü nüfusla bu başarılmış. Yani Türkiye’de 25 yaş üstü nüfusun eğitim düzeyi ortaokul terk. Zorunlu eğitimi okul öncesiyle 13-14 yıla çıkardık.” “Yeni hedefimiz eğitimde kaliteyi artırmak” Eğitimde kalitenin düşük olduğuna dikkati çeken Şimşek, yeni hedeflerinin eğitimde kaliteyi artırmak olduğunu ve son yıllardaki çabalar sayesinde eğitimin kalitesinin arttığını dile getirdi. Tasarruf açığındaki en büyük sebep erken emeklilik Bakan Şimşek, Türkiye’nin tasarruf açığındaki en büyük sebebin erken emeklilik olduğunu belirterek, dünyanın hiçbir ülkesinde Türkiye’de olduğu gibi erken emeklilik olmadığını ifade etti. OECD ülkelerinde kadınların 62, erkeklerin ise 63 yaşında emekli olduğuna işaret eden Şimşek, “Türkiye’de emekli kadınların ortalama yaşı 41, erkeklerin ise 45. Bu rakamlara baktığınızda şu anda dünyanın en genç emeklileri Türkiye’de. Onun için bu durumu kötüleştirecek adımlar atamayız” ifadelerini kullandı.”Merkez Bankası’na güvenin” Uzun vadede en önemli konunun kurumsal altyapı olduğuna dikkati çeken Şimşek, “Kurumların kalitesi iyi ise Türkiye büyümeyi başaracak. Demografik yapımız çok elverişli, kurumlarımızın kalitesi artıyor. Biz Türkiye’yi iyi bir konuma doğru götürüyoruz. Büyüme potansiyeli yüksekse kısa vadede finansman dışarıdan da gelebilir. Ama orta uzun vadede tabi ki tasarruflarımızı artırarak, katma değer zincirini de yukarı çıkararak büyümeyi başaracağız” şeklinde konuştu. Türkiye’de 10 yıl önce yabancı sermayeli şirket sayısının 5 bin 600 olduğunu anımsatan Şimşek, bugün ise bu rakamın 34 bin 500’e çıktığını aktardı. Şimşek, içeride bazı senaryolar dile getirilse de yabancı yatırımcının Türkiye’nin geleceğini çok daha parlak gördüğünü söyledi. Türkiye’de reel efektif kur endeksinin uzun vadede yukarı doğru olduğunu belirten Şimşek, “Onun için siz gelin Merkez Bankası’na güvenin. Merkez Bankası’nın da söylediği şey aslında budur” dedi. Rekabetin olmadığı piyasalarda verimlilik olmaz Şimşek, “Kalıcı Büyümenin Finansmanı” temasının işlendiği 4. İstanbul Finans Zirvesi kapsamında düzenlenen özel mülakattaki konuşmasında ise Türkiye’nin uluslararası yatırımcıların yaşadığı sıkıntıların örnekleriyle dolu olduğunu dile getiren Şimşek konuşmasına şöyle devam etti: “Bizim yargı reformuna ihtiyacımız var, bizim vergi reformuna ihtiyacımız var. Bu konuda gereken taslağı zaten Meclis’e gönderdim. Vergide birçok konuda da iyileştirmelere gidiyoruz. Bizim rekabetin önündeki mikro düzeydeki engelleri bütün çıkar gruplarına karşın azaltmamız, minimize etmemiz lazım. Rekabetin olmadığı piyasalarda verimlilik ve inovasyon olmaz. Bunlar olmazsa katmadeğer zincirinde yukarı çıkamıyorsunuz, çıkamazsanız tasarruf da yapamıyorsunuz. İşin özü, bizim kurumsal altyapımızı iyileştirmemiz lazım, hukuk sistemimizi iyileştirmemiz lazım ve birçok konuda, özellikle bürokratik anlamda çok daha ciddi iyileştirmelere gitmemiz lazım.” Türkiye’de vergi yükü yüksek değil “Türkiye’de vergi yükü yüksek değil. Vergi yükünde en düşük ülkeler arasındayız” diyen Maliye Bakanı Şimşek, “2002’de, istasyonda ‘Bana 100 liralık benzin ver’ deseydiniz, ödeyeceğiniz 100 liranın 70 lirası Maliye’ye vergi olarak geliyordu. Bugün ise 100 liralık benzin isteyin, daha az litre alırsınız ama onun sadece 60 lirası geliyor Maliye’ye…” şeklinde konuştu. Şimşek, “Bizim dönemimizde vergi yükü artmamıştır. Petrol fiyatları, dolar kuru değişmiştir” ifadelerini kullandı. THY’nin özelleştirilmesi gündemde değil Milli Piyango’nun özelleştirilmesi çalışmalarında son aşamaya geldiklerini söyleyen Bakan Şimşek, THY ile ilgili olarak da “THY’nin özelleştirilmesi gündemimizde değil. THY’nin özelleşmesi gibi bir çalışmamız yok” dedi.
Kaynak : aa.com.tr