Krizin özü hala gelişmiş ülkelerde

steponline 16 Eylül 2013 0

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, küresel ekonomik krizin şekil değiştirerek gelişmekte olan ülkelere geçtiğine ilişkin bir tespit ya da kanaat bulunmadığını belirterek, “Krizin özü hala gelişmiş ülkelerde” dedi. Çin’de Dünya Ekonomik Forumu toplantılarına katılan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Dalien’deki toplantının katıldığı ilk “Yaz Davos”u olduğunu söyledi. Babacan, Çin dahil olmak üzere gelişmekte olan ülkelerdeki büyüme hızının eskiye göre biraz daha aşağı seviyelerde olacağına sıkça vurgu yapıldığını belirtti. Asya ekonomilerinin, Avrupa ve Amerika’dan önemli farkının, “bütçe açıkları ve borç stoklarının azlığı” olduğunu kaydeden Babacan, bölge ülkelerinin 1990’lı yıllardaki krizlerden önemli dersler çıkardıklarını dile getirdi.  Yeniden fiyatlandırma sürecini yaşıyoruz Küresel ekonomik krizin şekil değiştirerek gelişmekte olan ülkelere geçtiğine ilişkin bir tespit ya da kanaat bulunmadığını dile getiren Babacan, “krizin özünün hala gelişmiş ülkelerde olduğuna” işaret etti. Şu anda gelişmekte olan ülkelerde yaşananın sadece yeniden fiyatlama olduğunu ifade eden Babacan, şöyle devam etti: “Sadece Türkiye’den değil, gelişmekte olan ülkelerin tümünden sermaye çıkışı çok sınırlıydı. Ama ne oldu? Varlıklar tekrar fiyatlandı. Yani hisse senetleri, bonolar tekrar fiyatlandırıldı. Kur ve faiz yeni seviyelerde şimdi denge arıyor. Dolayısıyla bunu ülkelerle ilgili risklerin, fiyatların, varlık fiyatlarının yeniden değerlendirildiği bir dönem olarak saptamakta fayda var. Onun ötesinde ciddi bir sorun yok. Bugün ‘Brezilya’da, Endonezya’da kriz var’ diyemeyiz. Böyle bir şey yok. Sadece ne oldu? Kurları, dolara göre daha aşağı bir değerde şu anda. Hisse senet fiyatları daha aşağı bir değerde. Faizler daha yukarıda. Dolayısıyla yeniden fiyatlandırma dediğimiz bir süreç yaşıyoruz. Çünkü önümüzdeki dönemde gelişmekte olan ülkeler, ne olursa olsun, gelişmiş ülkelerden daha hızlı büyüyecek. Böyle bir tabloda da yatırımcılar hala gelişmekte olan ülkelere yatırım yapmaya devam edecekler.” Olan biteni olgunlukla karşılamak ve önümüzdeki dönemde gelişmekte olan ülkelere ilginin de yatırımın da devam edeceğini beklemek gerektiğinin altını çizen Babacan, kısa vadede iniş çıkışlar olmasına karşın gelişmekte olan ülkelere yatırım yapanların uzun vadede karlı çıkacaklarını belirtti. Büyümenin kompozisyonu bizi mutlu etmiyor Türkiye’nin ihracatla büyümesini istediklerini, sadece iç tüketimden gelen bir büyümenin ise cari açığı artırdığını dile getiren Babacan, şunları söyledi:  “Yani biz ikinci çeyrekte yüzde 4,4 büyüdük ama bu büyümenin önemli bir kaynağı iç tüketimdi. Biraz da kamu harcamasıydı. Özel sektörün yatırımlarında ve net ihracatta düşüş var. Yani özel yatırımlarla, ihracat aslında büyümeyi aşağı doğru çeken unsurlar oldu. İç tüketimle devlet harcamaları da büyümeyi yukarı çeken unsurlar oldu. Bu bizim pek görmek istediğimiz bir tablo değil. Tam tersini görmek istiyoruz aslında. Büyümenin özel sektör yatırımlarıyla olmasını istiyoruz ve ihracatla olmasını istiyoruz. Yüzde 4,4 büyüdük ama büyümenin kompozisyonu bizi çok mutlu eden bir kompozisyon değil. Özel sektör yatırımı olduğu zaman ya da ihracatla büyüdüğümüz zaman, o büyümenin cari açık üzerindeki etkisi olumsuz olmuyor. Ama içeride tüketerek büyüdüğümüz zaman o büyüme bizim cari açığımızı büyütüyor.”

Kaynak : aa.com.tr

Leave A Response »