AA ‘nın basın sponsorluğunda “Sürdürülebilir Kalkınma için Sürdürülebilir Finans” temasıyla düzenlenen Uluslararası Finansal Sistemler Forumu’nun (IFFS) bankacılık panelinde konuşan Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) Başkanı ve Kuveyt Türk Genel Müdürü Ufuk Uyan, İslami bankacılık modelinin risklerden uzak ve krizlere karşı dayanıklı olduğunu belirterek, spekülatif faaliyetlerin yerine gerçek faaliyetlerin finanse edildiğini söyledi. Finansal, mühendislik ürünlerini batıda oluşturulduğu şekilde değil, başka bir yaklaşımla ortaya konduğuna dikkati çeken Uyan, burada kredilerin yine gerçek üretim yollarını desteklemek biçiminde şekillendirildiğini, bu şekilde borcu sürekli artırmanın mümkün olmadığını dile getirdi. Uyan, İslami bankacılık alanında riskin azaltılmasına yönelik bir talebin olduğuna ve bunun gelecekte giderek artan şekilde ortaya çıkacağını dile getirerek, şunları kaydetti: “Türkiye’de risk ve kar paylaşımına yönelik modellere ihtiyaç duyuyoruz. Bu yenilikçi ürün altın. Yıllarca Türkiye’de 5 bin tondan fazla altının yastık altında tutulduğu bilinmekteydi. 2007’den bu yana yeni bir ürün geliştiriyoruz. Bu tasarrufları bankacılık sistemi içerisine çekmek için bu tür fonlarda finansman yaratabilmek için çalışma yapıyoruz. İlk olarak altın tasarruf hesabı oluşturuldu. Hesap sahiplerine bu altından kar payı verilmektedir. Altın tasarrufunda bulunanlar Borsa İstanbul ve Kıymetli maden borsası yoluyla altınları kendilerine çekebilmektedirler.” Bugün banka sistemindeki toplam altın mevduatının 265 tona yani 24 milyar liraya ulaştığını açıklayan Uyan, katılım bankalarının da bu tutarın yüzde 25’ini elinde bulundurduğunu ve TCMB’nın elinde 300 tondan fazla altın bulunduğunu söyledi. Uyan, bu şekilde altının finansal bir ürün olarak tasarlandığını ve ekonominin içinde kullanıma sunulduğunu belirterek, bu tür düzenlemelerin ekonominin gelişimine katkıda bulunmak üzere kullanıma sunulduğunu aktardı. Likidite düzeyinin iyileştirilmesinde, farklı enstrümanlara ihtiyaç var Asya Katılım Bankası Üst Düzey Yöneticisi (CEO) Ahmet Beyaz ise Katılım Bankaları’nın tüm karını müşterilerle paylaşması durumunda, müşterilere yaklaşık yüzde 7,5 oranında getiri sağlayabildiklerini, bu oranın konvensiyonel bankalarda yüzde 9,5 olduğunu belirtti. Beyaz, “Dolayısıyla bugün, katılım bankaları ve konvensiyonel bankalar arasında yüzde 2 oranında bir fark var. Daha fazla mevduat toplamamız bu şartlar altında çok zor. Bu fark nedeniyle biz büyüyemiyoruz” dedi. Beyaz, kendileri ve tüm İslami finans kurumları için asıl sorunun, bu farkın yüzde 5’e çıkması durumunda ortaya çıktığını aktararak, “Farklı enstrümanlara ihtiyacımız var ki likidite düzeyini iyileştirelim ve konvensiyonel bankalarla rekabet edelim” şeklinde konuştu. Bütün bankaların ürünlerle ilgili farklı görüşleri olduğunu anlatan Beyaz, farklı ülkeler ve finans kurumlarında birden fazla yaklaşım olduğunu dile getirdi. “Bu son derece acımasız ve rekabetçi pazarda ayakta kalmak istiyorsanız, müşterilerinize yeni ürünler sunmanız gerek” diyen Beyaz, bu gibi konferansların, sorunların ortadan kaldırılmasına katkıda bulunmasını ve ekonomi yararına sonuçlar doğurmasını umduğunu söyledi. Katılım bankalarında gerçek işlemlere kredi verilir Albaraka Türk Katılı Bankası Genel Müdür Yardımcısı Melikşah Utku ise katılım bankacılığının önündeki riskleri ve konvonsiyonel bankalar arasındaki farkları değerlendirdi. Denetim kuruluşlarının katılım bankacılığına bakışının konvensiyonel bankalara bakışı gibi olduğunu belirten Utku, “Tabi ki bizde de kredi ve likidite riski var. Ama biz bunlara aynı şekilde cevap vermiyoruz. Mesela kredi riskini ele alalım. Kredi riski nedir? Bir müşterinize kredi verdiğinizde konvensiyonel bankalarda olduğu gibi ya da katılım bankalarında bu gerçek bir işleme verilen kredidir. Kredi portföyümüzün yüzde 80-90’ı böyle murabaadır” değerlendirmesinde bulundu. Krediyi verirken müşteriyi incelediklerini, kredinin neden kullanıldığını öğrendiklerini ve o kredinin kuruma getireceği riski incelediklerini anlatan Utku, “Konvensiyonel bankalarda risk, tamamen bankanın özsermayesi için risk oluştururken, katılım bankasında bu krediler halktan toplandığı için bu risk tamamen bankanın değil kamu ile paylaşılır. Bu son derece önemli bir konu. Düzenleme açısından da bir fark yaratıyor” dedi. Utku, faiz oranlarındaki değişikliklerin konvonsiyonel bankaları daha çok etkilediğini söyleyerek, faiz oranlarının düşmesiyle hazine kâğıtlarından kar sağlandığını ancak katılım bankalarının karlılığında önemli bir değişiklik olmadığını söyledi. İslami finansman kurumları hem Müslümanlara hem de Müslüman olmayanlara hizmet sunabilmeli Suudi Arabistan Birleşik Krallığı Ulusal Ticaret Bankası Yönetim Başkan Yardımcısı Abdulrazzak Elkhraijy de, katılım finansmanındaki riskler ve sürdürülebilirlik konularına ilişkin bir sunum yaptı. Katılım bankacılığındaki engeller ve risk yönetiminin önemini anlatan Elkhraijy, her finansal kurumun risk yönetimiyle ilgili farklı beklentisi olduğunu ve İslami bankacılığın bütün insanlığa yaygınlaştırılması gerektiğini söyledi. İslami bankacılığın gelecekteki büyümesini değerlendirecek bir standart olmadığını dile getiren Elkhraijy, bu standardın oluşturulmasının ve geliştirilmesinin İslami finans sektörünün büyümesi açısından hayati önem teşkil ettiğini kaydetti. İslami finansman kurumlarının kapsamının genişletilmesi gerektiğine dikkati çeken Elkhraijy, “İslam bankacılığı sadece Müslümanlar için geliştirilmiyor. İslami finansman kurumları hem Müslümanlara hem de Müslüman olmayanlara hizmet sunabilmeli” ifadelerini kullandı.
Kaynak : aa.com.tr