Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Bloomberg Televizyonu’nun Çin’den yayınlanan ve küresel ekonomi ile Uzak Doğu’nun durumunun değerlendirildiği panele katıldı. Babacan, “Son derece düşük faiz oranları ve sıra dışı yöntemlerin ebediyen sürmeyeceğini biliyorduk. Ne zaman olacağını bilmiyorduk ama bunun olacağını biliyorduk. Bu durumlarda öncelikle bütçeyi kontrol altına almak, döviz kurunu mümkün olduğunca esnekleştirmek ve rezervleri zekice kullanmak çok önemli” dedi. Türkiye’nin başarı hikayesi Türkiye’nin ekonomide sağladığı başarıları ve atılan adımları anlatan Babacan, 2004, 2005 ve 2006’da pek çok reform gerçekleştirildiğini, yepyeni bankacılık, mortgage ve kredi kartı kanunları çıkardıklarını söyledi. Babacan, şöyle konuştu: “Çok iyi bir düzenleme ve denetleme sistemi kurduk. Düzenleyicilerimiz, ancak bir şeyi anladıklarında bankalara onu yapmaları için izin veriyor. Düzenleyicilerimiz, bir mali mühendislik ürününü anlamazlarsa onun kullanılmasına izin vermiyorlar. Sırf güvende olmak için. Mortgagelar için yüzde 25 peşinat kuralı koyduk. Türkiye’de ev ya da daire almak istiyorsanız yüzde 25’ini nakit olarak ödüyorsunuz, evin ücretinin sadece yüzde 75’ini bankadan alabiliyorsunuz. Tüketici kredilerinde de döviz kurunu yasakladık. Sadece Türk lirası kullanılıyor. Halkımız yerel birim üstünden para kazanıyorsa borçları da o birimle olmalı. Bu tür ihtiyatlı önlemler bize çok faydalı oldu. 2009 krizi yaşandığında hiç kayıp yaşanmadı, destek olmak zorunda kalmadık. Son derece güvendeydik. Bence bu bir seçim, çünkü bankacılık sistemindekiler ya da bankacılık sektöründekiler genelde para kazanmak için yeni şeyler yapmak isterler. Pek çok ülkede lobiler çok güçlü. Parlamento, hükümet ve düzenleyiciler üstünde çok etkili olabiliyorlar. Maalesef Türkiye’de ve pek çok ülkede finans sektörü, düzenleyicileri zekasıyla alt ediyor. Ayrıca sayıca da azlar. Ne kural koyarsanız koyun, kurtulmanın bir yolunu buluyorlar. Biz ihtiyatlı davranmayı seçtik, sonucu da iyi oldu. Büyük şeyler olmuyor belki, bankacılık sisteminde muazzam bir büyüme yok ama yine de ekonomiden daha hızlı büyüyor. Ama bizim durumumuzda uzun vadeli düşünüp ihtiyatlı olmak meyvesini verdi.” “Teşvik planına ihtiyaç yok” “Türkiye’nin büyüme oranı yüzde 4’ün altında olabileceği için bir teşvik planına ihtiyacınız var mı?” sorusu üzerine Babacan, “Kesinlikle hayır” yanıtını verdi.
Kaynak : aa.com.tr