Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Anadolu Ajansı’nın (AA) resmi iletişim sponsoru olduğu ve “Kalıcı Büyümenin Finansmanı” temasının işlendiği 4. İstanbul Finans Zirvesi kapsamında düzenlenen özel mülakatta, 10. Kalkınma Planı ve ekonomik gelişmelere ilişkin soruları yanıtladı. Orta Vadeli Program’da (OVP) makroekonomik verilerin güncelleceğini, temel bütçe büyüklüklerinin şekilleceğini ve temel yapısal politikalara yer verileceğini söyleyen Yılmaz, bu sene açıklanacak OVP’nin 2 açıdan özel olacağını söyledi. Yılmaz, bunlardan birincisinin dünyadaki yeni ortam olduğunu dile getirerek, Türkiye’nin bu yeni ortamı algılayış biçiminin ve ona göre alacağı pozisyonun OVP’de net şekilde ortaya koyulacağı bilgisini verdi. Yeni OVP’nin ikinci önemli özelliğini ise 10. 5 yıllık Kalkınma Planı’ndan sonra hazırladıkları ilk orta vadeli program olması olarak niteleyen Yılmaz, dolayısıyla 10. Plan’da ortaya koyulan politika çerçevesinin de bu OVP’ye aksettirileceğini anlattı. Cevdet Yılmaz, ekonomideki en önemli unsurun belirsizliği azaltıp, öngörülebilirliği artırarak yol haritasını netleştirmek olduğuna işaret ederek, “Bu anlamda OVP’nin son 3-4 yılda pozitif işlev gördüğünü hep birlikte izledi, bunu devam ettirmek istiyoruz. Türkiye bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da öngörülebilirliği sağlayarak, piyasadaki aktörlere çok daha uygun koşullarda çalışma ortamı oluşturmaya devam edecek” dedi. Küresel krizin seyrine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Yılmaz, içinden geçilen sürecin normale geri dönüş olduğunu belirterek, şunları anlattı:”Finans piyasalarından başlayan problem reel ekonomiye sirayet etti, oradan kamu krizine dönüştü, bir taraftan genişleyici maliye politikaları, bir taraftan genişleyici para politikalarıyla aslında bir şekilde bu politikaların limitlerine doğru gelmiş olduk. Sürekli bir şekilde borçlanan bir devlet yapısı, borç milli gelire oranı sürekli şekilde artan devlet yapısı sonsuza kadar gidecek bir durum değil.” Dünyada bu anlamda normale dönüş sürecinin yaşandığı yorumunda bulunan Yılmaz, Türkiye’nin bu yeni ortama göre kendisinin konumlandırmasının gerekliliğinden bahsetti. Türkiye’nin konumlanmasında en önemli unsurun sermaye için cazip ortam oluşturmak olduğunu dile getiren Yılmaz konuşmasına şöyle devam etti:”Türkiye’nin yeni dönemde de değişik sermaye kaynaklarını cezbedebilecek ülke olma konumunu devam ettirmesi lazım. Bu bizim makroekonomik politikalarımız, siyasi güven ve istikrar ortamımız gibi bir çok unsurla ilgili… Bu anlamda 10 yıllık tecrübeli bir yönetimizin olması bizim için bir avantaj… Türkiye’nin sermayeyi cezbetme vasfını devam ettireceğini düşünüyorum.” Yılmaz, Türkiye’deki tasarruf ortamına ilişkin yaptığı değerlendirmede, son 10 yıldır kamu sektörünün tasarruf oranlarının arttığını, kamunun kendisine çeki düzen verdiğini belirterek, “Özel sektörde tasarruf oranlarının azaldığını görüyoruz, bu toplam tasarruf oranımızı aşağı doğru çekiyor” dedi. Tasarruf oranlarındaki bu hareketin çeşitli sebeplerinin olabileceğine işaret eden Yılmaz, “Fakat şunu da söyleyebilirim, Türkiye tasarruf oranlarında dip noktayı gördü ve burnunu yukarı doğru kaldırdı artık. Bundan sonraki dönemde tasarruf oranlarımızın arttığını göreceğiz” görüşlerini paylaştı. Türkiye’nin 2013 büyümesi 2013 yılı büyümesinin yüzde 4’ten aşağı yönlü revize edilip edilmemesi gerektiği konusunda ise Yılmaz, “Tartışmalar genelde yüzde 3-4 arasında. OVP’de yüzde 4 olarak ortaya konmuştu. Şimdi ilk yarıda ortalama yüzde 3,7 geldi bu yüzde 4’e daha yakın bir rakam. Öncesinde yüzde 3’e daha yakın bir tahmin vardı, şimdi yüzde 4’e daha yakın bir tahmin var. Ümit ederiz ki yüzde 4’e yakın tahminimiz gerçekleşsin” ifadelerini kullandı.
Kaynak : aa.com.tr