Başbakan Yardımcısı Ali Babacan Dünya Bankası Küresel İslami Finans Geliştirme Merkezi’nin açılışında yaptığı konuşmada, Merkezin en önemli kuruluş amacının İslami finans konusunda bilgi paylaşımı olduğunu belirterek, “Merkezin, İslami finans konusunda düzenleyici ve kurumsal alt yapının güçlendirilmesi, uygulama birliğinin sağlanması ile bilgi paylaşımının teşvik edilmesi gibi amaçları da var” dedi. Babacan, merkezin ayrıca teknik ve danışmanlık hizmetleri de sunacağına işaret ederek, “Merkezin, İslami finans konusunda düzenleyici ve kurumsal alt yapının güçlendirilmesi, uygulama birliğinin sağlanması, bilgi paylaşımının teşvik edilmesi ile bu alandaki araştırmaların geliştirilmesi gibi amaçları da var” dedi. Faizsiz finans sisteminin finansal istikrar anlamında büyük katkılar sağladığını belirten Babacan, şöyle konuştu: “Son yaşanan krizin ardından IMF’in raporlarında da görüldüğü gibi faizsiz sistemin özellikle risk paylaşımına bağlı olarak çalışması toplamda sistemin risklerinin daha düşük tutulmasına neden oluyor. Risk paylaşımı finansman tercihlerinde dikkat ve titizliği beraberinde getiriyor. Faizsiz finansmanın arkasında mutlaka reel bir faaliyet ve bir varlık var. Bu da İslami finans metotlarının konvansiyel metotlardan en büyük farkı. Aşırı risk alınmasının engellenmesi kısa vadeli ve riskli yatırımlar yerine uzun vadeli yatırımları beraberinde getiriyor.” Babacan, finansal ürünlerdeki sunilik ve aşırı kaldıraç kullanımı gibi risklerin faizsiz bankacılık sisteminde daha düşük olduğunu vurgulayarak, “Türkiye’de 1980’lerde başlayan faizsiz bankacılık sistemi, 2010’da hayata geçen sukuk ihraçlarıyla birlikte farklı bir boyut kazandı. Katılım bankalarının toplam sistemdeki payı krediler açısından baktığımızda yüzde 6 civarında. Son 5-6 yılda yüzde 3’ten buralara geldi” diye konuştu. Dünyada 1,5 trilyon dolar civarında faizsiz finansal varlık bulunduğunu anlatan Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dünyada 2006’da 20 milyar dolarlık kira sertifikası ihraç edilirken, 2012’de bu rakam 130 milyar dolara ulaşmış oldu. Hazine şimdiye kadar 5 ayrı ihraç gerçekleştirdi. Özel sektör de şuan 7 kira sertifikası ihracı yaptı. İngiliz hükümeti de dün, gelecek yıldan itibaren sukuk ihracına başlayacağını duyurdu. Böylece İslami finansman kurumları, nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan ülkelerde değil aynı zamanda batı ülkelerinde de yoğun bir şekilde kullanılacak. “ “Kamunun yönettiği katılım bankaları da önümüzdeki dönemde sistemde olacak” 2011’de Borsa İstanbul bünyesinde bir katılım endeksi oluşturduklarını belirten Babacan, artık kamu bankalarının da katılım bankacılığına gireceğini daha önce açıkladıklarını anımsattı. Kamu bankalarının Türkiye’deki bankacılık sisteminde 3’te 1’lik bir paya sahip olduğunu vurgulayan Babacan, “Katılım bankacılığı ayağında kamu yok. Dolayısıyla artık kamunun yönettiği katılım bankaları da önümüzdeki dönemde sisteme katılmış olacak” dedi. Babacan, bütün bu çalışmaların İstanbul’un uluslararası bir finans merkezi olması yönündeki çabalara destek verdiğini vurgulayarak, Dünya Bankası’nın İstanbul’da açtığı bu merkezin son derece büyük önem taşıdığını kaydetti. Faizsiz finansman araçlarının önce Güneydoğu Asya‘da, sonra Körfez’de daha sonra da batıda uygulanmaya başladığını dile getiren Babacan, Türkiye’nin bu konuda biraz geç kaldığını ancak yeni açılan merkezle beraber artık İstanbul’un da İslami finansta küresel boyutta bir şehir haline geleceğini söyledi. Babacan, Dünya Bankası Küresel İslami Finans Geliştirme Merkezi’nin İstanbul’da açılmasının Türkiye için büyük bir gurur arz ettiğini dile getirdi. Vakıfbank hisseleri ve kamu katılım bankaları tek bir düzenlemeyle halledilmeye çalışılacak Konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Babacan, Türkiye’de İslami finansın gelişimine ilişkin soru üzerine, Türkiye olarak bu konuda geç kalındığını belirterek, “Geç başladık ama oldukça sağlam yürüyoruz. Uygulamalarımızın kalitesi çok iyi. Türkiye’de katılım bankacılığımız oturmuş durumdadır. 4 kurumumuz da gayet itibarlı” diye konuştu. Babacan, asıl gecikilen konunun kira sertifikaları olduğunu ifade ederek, Hazine’nin çıkarttığı ilk kira sertifikasının en başarılı kira sertifikası seçildiğini anımsattı. İstanbul’un kira sertifikaları ihracı açısından önemli bir merkez olabileceğini anlatan Babacan, Borsa İstanbul’un da özellikle kira sertifikalarının ikinci el ticareti açısından sadece İstanbul ile değil, tüm bu coğrafyada önemli bir rol üstlenebileceğini söyledi. Araştırma merkezinin neden Borsa İstanbul çatısında olacağına ilişkin soruya da Babacan, “Borsa İstanbul’un bölgesel özelliğinin vurgulanmasını istiyoruz. Dolayısıyla İstanbul’un rolü, Türkiye, bölge ve İslami finans sektörü için önemli olacaktır” karşılığını verdi. Babacan, katılım bankacılığında kamu bankalarının geleceğine ilişkin bir soruyu da şöyle cevapladı: “Bu konuyla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Bunun hukuki çerçevesine baktığımızda, Hazine’nin doğrudan sermaye koyacak olması nedeniyle yasal düzenleme önümüzde görünüyor. Ayrıca Vakıfbank’ın hisselerinin Hazine’ye devriyle alakalı çalışmamız başladı. Anayasa Mahkemesi’nden beklediğimiz karar vardı ve o karar çıktı. Hem Vakıfbank’ın hisselerinin Hazine’ye devri, hem de kurulacak kamu katılım bankalarının 8-9 maddelik tek bir yasayla olabileceğini düşünüyoruz. Bu meclisin gündemine de bağlı. Şu anda takvim veremiyorum.” Babacan, kamu bankalarının, katılım bankalarının pazardaki yüzde 6’lık payından almasını arzu etmediklerini belirterek, yüzde 6’lık pastayı büyütme amacıyla kamu bankalarının devreye gireceğini söyledi. Özel bankalarının katılım bankacılığına girmesine yönelik soru üzerine Babacan, bunun için bir engel olmadığına dikkati çekerek, “Özel bankalarımızdan bazıları pencere açıp oradan yapmak istiyor. Mevcut şirket yapısına dokunmadan vatandaş ‘ben şu tür bir hesap açmak istiyorum’ diyecek. Biz buna karşıyız. Özel banka yapmak istiyorsa, ayrı bir kurum, ayrı bir yönetim, BDDK’ya ayrı lisans başvurusu gerekiyor” diye konuştu. Bununla ilgili bir teşvikin yapılıp yapılmayacağına ilişkin soruya Babacan’ın, “Bankacılık sistemimiz kendi başına bir teşvik. Herkes Türkiye’de bankacılık yapmak için can atıyor” şeklinde yanıt vermesi, salonda bulunan davetlileri kahkahaya boğdu. Dünya Bankası Başkanı Jim Yong Kim Dünya Bankası Başkanı Jim Yong Kim de merkezin İslami finansı küresel olarak geliştirmek amacıyla yapılan ortak bir çalışmanın ürünü olduğunu söyledi. Bu ortak çabada İslami finansa uygun ortamların sağlanması adına deneyimlerin paylaşıldığını vurgulayan Kim, gerek Türkiye’nin gerekse Dünya Bankası’nın bu konuda çalışmalar yürüttüğünü kaydetti. İslami finansın küreselleşmesi ile sahip olduğu kaynakların ciddi boyutlara ulaştığını vurgulayan Kim, Lüksemburg gibi batı ülkelerinde de konuyla ilgili çalışmalar yapıldığını dile getirdi. Dünya Bankası Başkanı Kim, İslami finans sisteminin, finansal sektörün risklerini ortadan kaldırmak, refahı ve iş imkanlarını artırmak için kullanılabileceğini ancak bazı zorlukları da beraberinde getirdiğini ifade ederek, “Bunların içinde sistemin hukuki yapısının güçlendirilmesi, düzenleyici ve yol gösterici çevrenin oturtulması gelmektedir. Uygun denetim standartlarının getirilmesi, hükümet uygulamalarının ve şeffaflığın sağlanması önemlidir” diye konuştu. Başbakan Yardımcısı Babacan’a övgü İslami finansın geliştirilmesi için Dünya Bankası’nın özel sektör ve ilgili devletlerle çalışmalar yürüttüğüne işaret eden Kim, şunları kaydetti: “Burası bir bilgi merkezi olacak. En son teknolojileri sağlayacak, teknik destek verecek, pratik bilgilerin üretilip yayılmasını sağlayacak, büyüme ve kalkınma konusunda destek verecek. Bu nedenle başta Sayın Babacan olmak üzere emeği geçen herkese çok teşekkür ederim. Sayın Babacan dünyada çok saygı gören bir liderdir. Pek çok G-20 toplantısına katıldım. Her zaman fikirlerini çok güçlü bir şekilde ifade eden ve dinlenen bir sestir. Türkiye’de başta Başbakan olmak üzere üst düzey yetkilerle görüştüm ve bu görüşmeler sonucunda kendilerini halka ne kadar adadıklarını gördüm.” Kim, Türkiye’deki gelişmelerin çevre ülkelere, hatta dünyaya katkı sağlayacağını belirterek, “Türk halkı olarak böyle liderlere sahip olduğunuz için çok şanslısınız. Bu merkezin de başarılı olacağına inanıyorum. Çünkü Türk yetkililerle çalışacağız, onların verdiği sözü yerine getirdiğini gördüm” ifadesini kullandı. Suriye’ye yardım çağrısı ile ilgili Dünya Bankası’nın bir planının olup olmadığına ilişkin soruya Kim, “Bu konuyla ilgili olarak çalışıyoruz. Ürdün’e yardım sağlamaya çalışıyoruz. Lübnan’a ne yazık ki yardım imkanlarımız kısıtlı. Türkiye ile ilgili kredi çalışmamız olmadı” yanıtını verdi. Konuşmaların ardından Başbakan Yardımcısı Babacan, Dünya Bankası Başkanı Jim Yong Kim, Hazine Müsteşarı İbrahim Halil Çanakcı, Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Murat Çetinkaya, SPK Başkanı Vahdettin Ertaş, BDDK Başkanı Mukim Öztekin, Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü İbrahim Turhan ve Katılım Bankaları Birliği Başkanı Ufuk Uyan’ın kurdela kesimiyle Dünya Bankası Küresel İslami Finans Geliştirme Merkezi’nin açılışı gerçekleştirildi.
Kaynak : aa.com.tr