Dış konjonktürdeki gelişmeler büyümemizi etkileyebilir

steponline 10 Eylül 2013 0
Dış konjonktürdeki gelişmeler büyümemizi etkileyebilir

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan 2. çeyrek büyüme rakamlarını değerlendiren Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Türkiye ekonomisinin 2. çeyrekte yüzde 4,4 büyüdüğünü hatırlattı.  Küresel krizden en hızlı çıkan ülkelerden birinin Türkiye olduğunu belirten Çağlayan, 2009’un son çeyreğinden itibaren, 15 çeyrektir kesintisiz bir büyüme gerçekleştiğini ifade etti. Çağlayan, 2011 sonunda başlayan yavaşlamadan çıkışın “yavaş ilerlediğine” işaret ederek, bu yıl, geçen yıl gerçekleşen yüzde 2,2’lik büyümeden daha yüksek bir hızda büyüme kaydedileceğini belirtti. Buna karşın mevcut Orta Vadeli Program (OVP) hedefinin altında kalan bir oran görüleceğini ifade eden Çağlayan, Ekonomi Bakanlığı olarak yüzde 3,5 civarında bir büyüme beklentilerinin bulunduğunu bildirdi. “Dış konjonktürde yaşanan ve Türkiye’yi de etkileyen son gelişmelerin 3. çeyrekten itibaren büyümeyi etkilemeye başlayacağına” dikkati çeken Çağlayan,  “Bu etkilerin çok derin olmasını beklemiyoruz. Ancak 2013’ün 2. yarısı ve belki 2014’ün başlarında bu etkilere maruz kalacağız” değerlendirmesinde bulundu.  “AB’deki toparlanma, ihracat kanalından büyümemizi pozitif etkileyecek” 2012’de büyümeye 4,1 puan katkı veren net ihracatın, bu yılın ilk çeyreğinde büyümeye katkı sağlamadığını hatırlatan Çağlayan, şunları kaydetti: “Bugünkü veriler, 2. çeyrekte katkının negatif olduğunu gösteriyor. Yılın kalanında ihracatın katkısı anlamında bugünkünden daha iyi rakamlar göreceğimizi söyleyebilirim. AB’deki toparlanma, ihracat kanalından büyümemizi pozitif etkileyecek. Hala krizden çıkamamış AB ekonomisi, 2. çeyrekte yerinde saydı. OECD genelindeki büyüme ise binde 9 oldu. 2. çeyrekte AB ve OECD içinde en hızlı büyüyen ekonomiyiz. Birçok ülkeden iyi bir büyüme oranımız var. Fakat kendi ortalamamızın altında seyrediyoruz. Bu bir süre daha devam edecek.” Şimşek: “Büyüme trendi yadsınamayacak derecede önemli bir başarıdır” Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yaptığı yazılı açıklamada, yılın 2. çeyreğine ilişkin büyüme rakamlarını değerlendirdi. Türkiye ekonomisinin, iç talebin katkısıyla yılın 2. çeyreğinde yüzde 4,4, yılın ilk yarısında ise yüzde 3,7 büyüdüğünü ifade eden Şimşek, şunları kaydetti: “Yılın ikinci çeyreğine baktığımızda ekonominin ivme kazandığını ve iç talebin büyümeye katkısının artmaya devam ettiğini görmekteyiz. Ancak gerek küresel ekonomideki büyümenin zayıf seyretmesi gerek finansal piyasalarda risk algısının yükselmesi gerekse artan jeopolitik gerginliklerin etkisiyle büyümenin bu yıl OVP’de hedeflenen yüzde 4’ün altında kalması muhtemeldir. Nitekim, yıl başından bu yana gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde büyüme tahminleri aşağı yönlü revize edilmiştir. Küresel ve bölgesel tüm bu olumsuzluklara rağmen yakaladığımız büyüme trendi yadsınamayacak derecede önemli bir başarıdır.” Başbakan Yardımcısı Ali Babacan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan da bu gelişmeler sonucunda 2013’ün ilk yarısında bir önceki yılın aynı dönemine göre GSYH reel olarak yüzde 3,7 büyüme kaydettiğini vurgulayarak, şunları kaydetti: “2013 yılı ilk yarısında toplam iç talep reel olarak yüzde 5,4 seviyesinde güçlü bir artış gösterirken, dış talebin zayıf seyri büyümeyi sınırlandırmıştır. Yılın ilk yarısında toplam nihai yurtiçi talep büyümeye 4,3 yüzde puan katkı yaparken; net dış talep negatif 1,8 yüzde puan katkı yapmıştır. Bu gelişmede özellikle 2012 yılındaki altın ihracatının yüksek baz etkisi ve 2013 yılı ilk yarısında yapılan altın ithalatındaki artış etkili olmuştur. Yılın ikinci yarısında özellikle Avrupa Birliği’ndeki görece toparlanmanın etkisiyle altın hariç ihracatımızın büyümeye yaptığı pozitif katkıyı arttırması beklenmektedir.On beş çeyrektir aralıksız büyüyen Türkiye ekonomisinde, 2013 yılı ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre 848 bin kişi ilave istihdam oluşturulmuştur. Böylece 2009’dan itibaren oluşturulan ilave istihdam 4 milyon 635 bin kişiye ulaşmıştır. 2013’ün ikinci çeyreğinde, işgücüne katılım oranındaki artışa rağmen işsizlik oranı yüzde 8,8 seviyesinde gerçekleşmiştir.” Babacan, küresel ve bölgesel olumsuz konjonktüre rağmen GSYH, sanayi üretimi ve istihdamda sağlanan bu büyüme oranlarının, son 11 yıllık dönemde gerçekleştirdikleri reformlar sonucunda Türkiye ekonomisinin kazanmış olduğu dayanıklılık, esneklik ve dinamizmi ortaya koyduğunu belirtti.

Kaynak : aa.com.tr

Leave A Response »