Brüksel’de yarın hükümetlerarası konferansla açılacak 22 numaralı “Bölgesel Politika ve Yapısal Araçların Koordinasyonu” faslı, Türkiye’yi üyelik sonrasında bölgesel gelişmişlik farklılıklarını gidermek için verilecek olan AB fonlarını etkin kullanmaya hazırlayacak. AB fonlarıyla bölgesel kalkınmanın sağlanabilmesi için Türkiye’ye de büyük rol düşüyor. Yeni fasıl, birliğin hem üye ülkeler hem de ülkelerin kendi bölgeleri arasında sosyo-ekonomik denge, entegrasyon ve uyumu sağlamak için geliştirdiği “Bölgesel Politika” çerçevesinde aday ülkeleri üyeliğe hazırlamayı amaçlıyor. İstihdam, rekabetçilik, ekonomik büyüme, hayat standartlarının yükseltilmesine yönelik projeleri kapsayan 22. fasıl, diğer fasıllardan farklı olarak sosyo-ekonomik farklılıkların azaltılmasına yönelik pratik çalışmaları kapsıyor. Bu nedenle üyelik sonrası verilecek olan yapısal fonların etkin kullanımını sağlayacak idari ve hukuki düzenlemeler haricinde doğrudan mevzuat uyumu gerektirmiyor. Kurulduğundan bu yana üye sayısını artıran ve 28’e çıkaran AB’de bölgeler arası farklılıkları genişlemeyle birlikte fazlalaştı. Böylece, AB’nin ilk olarak Yunanistan, İspanya ve Portekiz’in birliğe katılımıyla gündeme gelen “Bölgesel Politika”ya verdiği önem de arttı. AB, 2007-2013 dönemi için hedef bölgelerine 347 milyar avroluk fon ayırdı. Aynı dönemde birlik, diğer aday ülkeler gibi Türkiye’ye de Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı (İPA) çerçevesinde 4,8 milyar avro fon sağladı. Türkiye son yıllarda aldığı fonlarla bölgesel kalkınma alt yapısını hazırladığı için müzakerelerde avantajlı görülüyor. Polonya’daki Gdansk Üniversitesi’nde ekonomi profesörü Piotr Zientara, bölgesel kalkınmanın Polonya dahil her ülkede devam eden ve yıllar alacak bir süreç olduğunu söyledi. Üyelikten önce ve sonra aldığı fonlara rağmen Polonya’da hala bölgesel farklılıklar bulunduğunu vurgulayan Zientara, Polonya gibi Türkiye’de de hayat standartların yükseleceğini kaydetti. Yunanistan’daki Thesally Üniversitesi’nin AB ekonomisi profesörü Dimitris Kallioris de ülkesinin AB’nin bölgesel fonlarından en çok yararlanan ülkelerden biri olduğunu dile getirdi. Kallioris, “Yunanistan, 1989’dan beri bölgesel fonlardan faydalanıyor. Bunların ekonomide olumlu etkisi oldu. Bölgesel farklılıkların azalmasını sağladı ama tamamen yok edemedi” şeklinde konuştu.
Kaynak : aa.com.tr