AA muhabirinin sorularını yanıtlayan İstanbul Üniversitesi Bankacılık Araştırma Merkezi Müdürü Yard. Doç. Dr. Kadir Tuna,, Orta Vadeli Plan’da (OVP) tasarrufların artırılması yönünde alınmış birçok tedbirin göze çarptığını ve bu kapsamda bol taksitli dönemin kapanacağını kaydetti. Elektronik eşya ve mobilyada getirilen taksit sınırlandırılmasının senetli satışların artmasına neden olabileceğini vurgulayan Tuna, “Tüketiciler alacağı ürünün fiyatından daha çok uzun taksit imkanı olup olmadığına baktığı için kredi kartı kullanımından senetli satışlara doğru kayma riski bulunuyor” dedi. Taslakta gözden geçirilmesi gereken konunun kredi kartlarında nakit çekimler için belirlenmiş olan 9 ay sınırı olduğunu ve bu oranın halen yüksek olduğunu anlatan Tuna, şunları kaydetti: “Kredi kartı kullanıcıları nakit avansı zorunlu durumlarda kullanmak yerine uzun taksit avantajını fırsat bilerek sürekli kullanmayı tercih ediyor. Dolayısıyla nakit avansı kullanım esaslarının gözden geçirilmesinde yarar bulunmaktadır. Alınacak tedbirlerin makro ölçekte hanehalkının borçlanma riskini yönetmesi açısından katkısı büyük olacak. Harcama tarafındaki kısıcı tedbirler bankaların karlılığın etkileyecektir. Çünkü tüketicilerin senetli satışlar yerine tercih edeceği diğer bir yol kredi kartıyla taksitlendirme yerine 36 ay vadeli tüketici kredisi kullanmak olacaktır. İhtiyaç kredisi kullanımında artış olabilir. Ancak ihtiyaç kredisi kullanımın kredi kartı kullanımından maliyeti yüksek olduğu için tüketicilerin tercihi bu yönde sınırlı olabilir. Beklenenden yüksek de olabilir. Gelişmeleri takip etmek gerekecek. Kredi kartlarının çok yoğun kullanıldığı ve hızla büyüyen internet üzerinden satışlarda azalma beklenebilir.” “Kontrollü yapılmayan kartlı harcamalar, kişilerin gelir-gider dengelerini olumsuz etkileyebiliyor” Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Hüseyin Doğan ise taksitli satışların ülkenin bir gerçeği olduğunu ve çoğu tüketicinin bütçesini kredi kartı harcamalarıyla dengelediğini söyledi. Bankalararası Kart Merkezi (BKM) verilerine göre 2012 yılında 54,3 milyon adet olan kredi kartı sayısının yüzde 5 artışla 2013’ün 3. çeyreğinde 56,6 milyona yükseldiğini hatırlatan Doğan, “Kimi zaman kontrollü yapılmayan kartlı harcamalar, kişilerin gelir-gider dengelerini olumsuz etkileyebiliyor” dedi. Bu açıdan hükümetin harcamalara yönelik tasarruf önlemi alma hassasiyetini anlamakla beraber perakende sektörünün olumsuz etkilenmemesi, ticaretin ivmesinin düşmemesine yönelik bir yapının kurgulanmasını Türkiye ekonomisi açısından daha doğru bir yaklaşım olarak değerlendirdiklerini vurgulayan Doğan, “Kartlı ödeme sistemi içerisinde gıda alışverişi yüzde 7, akaryakıt ise yüzde 12’lik bir dilimi kapsıyor. Moda perakendesi harcamaları da yüzde 10 oranında bulunuyor. Toplamda yaklaşık yüzde 20’lik bir dilimin taksit sistemi dışında bırakılması, diğer sektörlerin taksitli satış oranlarını olumsuz etkiler. Gıda dışı perakendeye 9 taksit olanağı sağlansa da, bizler de bu düzenlemeden kısmi etkilenebiliriz. Aslında temel hedef, tüketiciyi sistem dışına çıkarıp kayıt dışına itmeden kişinin harcama bilincini geliştirmek, kendi geliriyle orantılı harcama yapmasını sağlamak olmalıdır” şeklinde konuştu. “Son kararın beyaz eşya sektörünü soğutacağını düşünmüyorum” Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD) Başkanı Özcan Aydilek de sektörün daha önceki vadeli satışlarının 12-18 ay arasında olduğunu anımsatarak, “Bunun biraz aşağı çekilmesi bizi çok fazla etkilemez diye düşünüyorum. 12 ay bizi çok fazla zorlamaz, beyaz eşya için makul bir seviye diye düşünüyorum” dedi. KİM Marketler Zinciri Genel Müdürü Hamit Akçay da gıda perakendesinin ekonominin barometresi konumunda olduğunu söyledi. Ekonomideki değişimlerin yansımasını doğrudan ve en hızlı gıda perakendeciliğinde gözlemlendiğini aktaran Akçay, son 3 yıldır gıda perakendecisi olarak hane halkının toplam gelirlerindeki artışlarına rağmen harcanabilir gelirlerinin çok daraldığını gözlemlediklerini kaydetti. Türkiye ekonomisinde yaşanan olumlu gelişmelerin hane halkının gelirlerini gözle görülür bir oranda artırdığını vurgulayan Akçay, sözlerine şöyle devam etti: “Fakat bu artış gıda perakendesine aynı oranda yansımamıştır. Başta konut ve araç kredileri sebebiyle olmak üzere Türk ailesi borçlu durumda. Bu sebeple hane halkının gelirleri başta borçlara ve kredi faizlerine akmaktadır. Anlaşılan hükümet buradaki tehlikeli gidişatı gördüğü için frene basmak istemektedir. Gıdada taksitin kaldırılması toplam borç seviyesini bir miktar azaltacak etkiyi yapabileceğini düşünmekteyim, ancak bu etki sınırlı düzeyde olacaktır. Öte yandan gıdada alışverişin taksitlendirilmesinin kaldırılması ilk bir iki ay toplam gıda alışverişlerinde çok kısmi düşüşlere neden olabilir ancak ilerleyen aylarda bu düzenleme gıda perakendecilerine hiçbir negatif etki oluşturmayacaktır. Tüketici öncelikle kredi kartı ile gıda alışverişini yapacak kalan limitleri ile de taksitli gıda dışı alışverişini yapacaktır.”
Kaynak : aa.com.tr