Türkiye Yatırımcı İlişkileri Derneği (TÜYİD) tarafından bu yıl 2.’si düzenlenen “TÜYİD Yatırımcı İlişkileri Zirvesi 2013” toplantısında konuşan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, İran ile BM Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesi ve Almanya (5+1) arasındaki İran’ın nükleer programına ilişkin anlaşmaya varmasının petroldeki risk primini azaltmaya başladığını belirterek, “Dünya ekonomisinin yavaş büyüdüğü bu dönemde petrol fiyatlarının bu kadar yüksek seyretmesi kısmen bu jeopolitik gerginliklerin yarattığı risk primini yansıtıyor. O açıdan bölgemizdeki bu gelişmeler önemli. Bir miktar istikrarın bölgeye gelmesi Türkiye’nin yararınadır. Petrol fiyatlarındaki risk primi düşecektir” dedi. Son 60 yılın en büyük küresel krizine rağmen Türkiye’nin son 10 yılda yüzde 5’in üzerinde büyüdüğünü dile getiren Şimşek, bu rakamın küçümsenecek bir rakam olmadığını vurguladı. Mehmet Şimşek, Türkiye’nin Orta Vadeli Program (OVP) dahilinde büyümesini sürdürmesi halinde hem gelişmiş ülkelerle hem de gelişmekte olan ülkelere oranla daha hızlı bir büyüme sürecinde olacağını ifade etti. Öncü göstergelere bakıldığında büyümenin mütevazi oranda sürdüğünü anlatan Şimşek, “Çok ciddi bir istihdam yarattık. İMF’nin son raporuna göre, dünyada rekor düzeyde istihdam yaratmada en başarılı ülke Türkiye olarak sunuluyor. İşsizlik oranlarında bir miktar yükseliş var ama işgücüne katılım oranlarında ciddi yükseliş var. Son yılda 600 bin vatandaşımıza iş ve aş imkanı bulmamıza rağmen, işsizlik oranlarında hafif yukarı yön var. Çünkü daha çok kişi iş arıyor. Enflasyonda her ne kadar yüzde 1-3 aralığına inmesek de enflasyonun tek haneli seviyelere düşürülmesi Türkiye için büyük bir başarıdır. Bu uzun vadede büyümetyi destekleyici bir faktördür. Tabiki 1-3 aralığına düşerse büyüme potansiyeli daha da yükselir” değerlendirmesinde bulundu. Bakan Şimşek, bankacılık sektörünün güçlü yapısını sürdürdüğünü ve karlılıkta bir miktar düşüş olsa da sağlıklı ve sürdürülebilir bir yapıya sahip olduğunu söyledi. Hanehalkı yükümlülüklerinin üzerine çok konuşulduğunu belirten Şimşek, yine de hanehalkı yükümlülüklerinin milli gelire oran olarak oldukça makul ve mütevazı düzeyde olduğuna dikkati çekti. Cari açıkta altın hariç bir kötüleşmenin olmamasının önemli bir kazanım olduğunu vurgulayan Şimşek, bazı yapısal reformların nihayet etkili olmaya başladığını söyledi. Bakan Şimşek, mayıs ayından bu yana Türk Lirası’nın çok volatil olduğuna dair bir algı oluştuğunu ifade ederek, aslında gelişmekte olan ülkelerle karşılaştırıldığında volatilitenin o kadar yüksek olmadığını söyledi. Demokratikleşme paketinin açıklandığını anımsatan Şimşek, “Yeni anayasa her ne kadar çalışmalar hayal kırıklığı ile bittiyse de inanıyorum ki bu husus çok önemli. Türkiye’de daha basit ve daha anlaşılır, toplumun bütün kesimlerinin kendisinden bir şeyler bulduğu bir anayasa olmazsa olmazdır” dedi. Şimşek, Türkiye’nin son 10 yılda 130 milyar dolardan daha fazla yatırım çektiğini hatırlatarak, şunları kaydetti: “Küresel yatırımcı sayısı 5 bin 600’den 35 bine çıkmış durumda. Türkiye çok rahat bir şekilde yıllık 50 milyar doların üzerinde yatırım çekebilmeli. Ama bu da önemli ölçüde sermaye piyasalarının gelişmesi, şirketlerimizin finansmana erişimi, kayıtdışılığın azaltılması gibi birçok faktörle ilişkilidir. Uzun süre çalışırsınız reform yaparsınız sonra bir yerde bir bakarsınız bir patlama yaşanır. Ben inanıyorum ki Türkiye’de böyle bir sürecin içinde. Şu anda içinde olduğumuz dönem kolay bir dönem değil. Çok ciddi belirsizlikler var. Fakat ülkelerin tabiki çok kısa vadelerle değerlendirilmemesi gerekiyor. SPK Başkanı Ertaş Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Dr Vahdettin Ertaş da konuşmasında, “Önümüzdeki kısa dönemde en büyük risk, likiditeye bu kadar bağımlı olan küresel finans sisteminin normalleşmeye geçişi başarıp başaramayacağıdır. Başka bir ifadeyle bu süreçte yol kazaları olabilecektir. Yeni dönem paranın daha kıt, faizlerin daha yüksek, yatırımcıların kral olacağı bir dönem gibi gözüküyor” ifadelerini kullandı. Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Turhan Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü İbrahim Turhan ise “Dünya finansal piyasalarının içinde bulunduğu bu durumda en az 10 tane uluslararası ölçekte kuruluş şu anda prensip olarak Borsa İstanbul’la stratejik ortaklık yapmayı kabul etmiş durumdalar” dedi.
Kaynak : aa.com.tr