Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Bakanlığının 2014 yılı bütçesine ilişkin Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yaptığı sunumun ardından milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Sayıştay raporlarına ilişkin bir soru üzerine Şimşek, Sayıştay’ın usul ve esaslarda kamu idarelerinden istemiş olduğu tablo, cetvel ve bilgileri tek tek sıraladı. “Rapor, bilgi belge verilmedi” iddialarına daha önce de cevap verdiğini hatırlatan Şimşek, Sayıştay’a verilen tabloları, tutanakları ve bilgileri tek tek saydı. Şimşek, “Aslında biz mizanı da verdik ama sorun şu; idareler bazında anlamlı olmayan ve ondan dolayı da ‘rapor hazırlanamadı’ denen husus bu. Yani burada esas itibarıyla verilmeyen bir şey yok. 25 milyon muhasebe kaydı verilmiş. Bugün burada sıraladığım 17 ayrı rapor verilmiş. Dolayısıyla denetim için ne gerekiyorsa verilmiş” diye konuştu. Sayıştay’ın ise Genel Uygunluk Bildirimini, Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporunu, Mali İstatistikleri Genel Değerlendirme Raporu’nu verdiğini ve buralarda bir sorunun olmadığını anlatan Şimşek, şunları kaydetti: “Sorun nerede? Kurum idare raporlarında. Peki bu nereden kaynaklanıyor. Burada da ikiye ayırmak lazım. Özel bütçeli kurumlarda hiç sorun yok. Özel bütçeli kurumlar bu tabloları anlamlı bir şekilde üretebiliyor. Anlamlı üretemeyen, genel yönetim kapsamındakiler. Gelinen nokta şu; bizim çözüm üzerine odaklanmamız lazım. Sayıştay aslında gereken denetimi yapmıştır, tüm raporları üretmiştir. Sadece kamunun belirli bir kısmına ilişkin anlamlı bulmadığını ifade etmiştir. Durum bu. Ben anlıyorum tabi. Siyaseten bu konu tartışılabilir. Muhalefetteki arkadaşlarımızın samimi bir şekilde Sayıştay denetiminin daha sağlıklı yapılabilmesi yönündeki görüş, eleştiri ve tespitlerine ben canı gönülden katılıyorum ama şu bir gerçek. Tüm bu verilen ve hazırlanan raporları, belgeleri, 25 milyon muhasebe kaydını bir kenara bırakıp, Sayıştay hiç denetim yapmamış, rapor üretmemiş gibi yapılan değerlendirmeleri ben eleştirinin ötesinde görüyorum.” “Bu kadar şeffaflık istiyorsanız ben dünden razıyım” Sayıştay Başkanı Recai Akyel’in de bu hususları dile getirdiğini hatırlatan Şimşek, şöyle devam etti: “Denetimlerin gerçekten en detayına kadar yapılması için üzerimize ne düşüyorsa yapacağız. Biz Sayıştay’ımıza yardımcı olacağız. Vergi mahremiyeti konusunu ve uzlaşma müessesesini isterseniz kaldıralım. Ben bu konuda çok açığım ama bunların yararları zararları tüm bunlar tartışılmalı. Bu iki konuda da herkes hemfikirse ben karşı durmam. Hatta çok geniş anlamda, Kuzey Avrupa ülkelerinde olduğu gibi, okula giden öğrencilerin, babalarının ne kadar vergi verdiğini dahi internette yayınlanıp görülmesine ben tarafım. Bu kadar şeffaflık istiyorsanız ben dünden razıyım. Dolayısıyla vergi mahremiyeti konusu, bizim kullandığımız, arkasına sığındığımız bir husus değil ama vergi mahremiyeti var. Kanunla konulmuştur.” Kendilerinin denetimde herkesin hakkını korumakla yükümlü olduklarını anlatan Şimşek, bu konuda çok hassas olduklarını ifade etti. “Herkesi devlete mi alacağız, böyle bir anlayış olabilir mi?” Personel giderlerine ilişkin bir soruyu da yanıtlayan Şimşek, 2002 yılında personel giderlerinin, toplam bütçe giderleri içindeki payının yüzde 18,4 olduğunu, bunun da TL karşılığının yaklaşık 22 milyar lira olduğu hatırlattı. Bu oran ve rakamın ise 2014 yılında yüzde 29,7’ye ve TL karşılığının yaklaşık 130 milyar liraya çıkacağını belirten Şimşek, “Yani yüzde 30’a ramak kalmış. Türkiye’de yatırımlara kaba rakamla 40 milyar lira ayırıyoruz ama sadece personel gideri 130 milyar lira. Neredeyse bir okadar da emekli maaşı var. Şimdi hal böyleyken, sadece merkezi bütçeden sosyal güvenliğe aktardığımız açık finansmanı da dahil neredeyse 170-180 milyar lira personele gidiyor ama yatırımlara 40 küsur milyar lira gidiyor” diye konuştu. Bakan Şimşek, 2010 yılında 165 bin, 2011’de 143 bin, 2012’de 163 bin, bu yıl ise şimdiye kadar 130 bin personelin alındığını anlattı ve “Bu sürdürülemez. Kore’de şu anda okuyabilecek nüfusun yüzde 100’ünü üniversite eğitimine ulaştırmaya çalışıyorlar. Keşke bizde de yüzde 100’e çıksa. Peki yüzde 100’ü üniversite okudu diye herkesi devlete mi alacağız, böyle bir anlayış olabilir mi? Bir okuldan mezun oldu, kamuda istihdam edilecek diye bir şey mümkün mü? Kamu bunu kaldırabilir mi? O zaman kamunun tüm bütçesini personel harcamalarına idame etmemiz lazım ama o da yetmez” ifadelerini kullandı.
Kaynak : aa.com.tr