AA muhabirinin Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonunca (TÜRKONFED) hazırlanan “Orta Gelir Tuzağından Çıkış: Hangi Türkiye?” raporundan derlediği bilgilere göre, raporda orta gelir tuzağı riski taşıyan ve taşımayan illerin yanı sıra düşük gelirli illerin daha üst seviyelere çıkmaları için hangi stratejileri geliştirmeleri gerektiğine ilişkin değerlendirmeler yer aldı. Raporda, orta-gelir tuzağı riski olmayan ve ileri teknolojiyle üretim yapan İstanbul, İzmir, Ankara, Kocaeli, Bursa gibi illerin küresel rekabet için gerek düşük ve orta-düşük teknolojileri diğer bölgelere transfer etmeleri, gerekse geleneksel hizmet sektörlerinin yerini modern hizmet sektörlerine bırakması gerektiği belirtildi. İstanbul ile ilgili stratejilere yer verilen raporda, Türkiye’nin en fazla cari açık veren ili İstanbul’un teknoloji yoğun üretime geçmesi gerektiği ifade edildi. Bu yüzden ilin yüksek katma değer üreten uzay-havacılık, savunma sanayisi, bilgi ve iletişim teknolojileri, finans, turizm gibi alanlara yoğunlaşmasının önemine işaret edildi. Bu kentin küresel rekabetçi bir metropol olması için yapılması gerekenlere dair değerlendirmelerin de yer aldığı raporda, Türkiye’nin dış ticarette rekabet gücünün düşük olmasının temel nedeninin, İstanbul’un düşük teknolojili ürünleri ihraç etmesine karşın orta-yüksek teknolojili ürünleri ithal etmesi olduğu vurgulandı. Daha ileri seviyelere ulaşabilmesi için İstanbul adına çözüm önerilerinin de sunulduğu raporda, teknoloji yoğun sektörlerin desteklenmesi ile moda ve endüstriyel tasarımın gelişmesinin, İstanbul’un küresel hizmet merkezi olması açısından önemine işaret edildi. Ulaşım sorununun çözümü için öneriler Ulaşım sorunun giderilmesine ilişkin çözüm önerilerinin de bulunduğu raporda, bu anlamda ulaşım altyapısının geliştirilmesinin yanında toplu taşıma sistemlerinin geliştirilmesi, bazı yolların fiyatlandırılması ve farklı otopark politikalarının uygulanması yoluyla özel araç kullanımının azaltılabileceği kaydedildi. Raporda, İstanbul’a özel bir “ulaştırma otoritesi”nin oluşturulması ve tüm ulaşım ağı planlaması ile koordinasyonunun bu otorite tarafından yapılmasının etkinliği artıracağına dikkat çekildi. “İzmir’de hizmet sektörü odaklı bir kalkınma anlayışı gelişmelidir” İzmir’in kalkınmasına ilişkin tespit ve önerilerin yer aldığı raporda, söz konusu ilde kimya sanayisi, motorlu kara taşıtı üretimi gibi çevre kirliliğine neden olabilecek sektörler yerine yüksek katma değer üretecek hizmet sektörü odaklı bir kalkınma anlayışının benimsenmesi gerektiği belirtildi. Turizmin bu sektörlerin başında geldiği kaydedilen raporda, İzmir’in farklı turizm faaliyetlerinin bir arada yapılabileceği bir il olduğu vurgulanırken, gastronomi, yaratıcı kültür, organik tarım, macera turizmi gibi yenilikçi ürünlere yönelik stratejiler geliştirilmesinin önemine değinildi. “Bilişim Vadisi için öncelik Ankara’da olmalı” Raporda Ankara ile ilgili olarak ise bu ildeki firmaların ileri teknoloji alanlarındaki yoğunlaşmasının Türkiye ortalaması ve diğer gelişmiş bölgelere oranla yüksek olduğu kaydedildi. Ankara’nın ileri teknoloji içeren alanlardaki istihdam açısından açık ara lider olduğu vurgulanan raporda, ilin ileri teknoloji alanında varlığını ve etkisini giderek artırdığı belirtildi. Ar-Ge faaliyetleri için önem arz eden yüksek lisans ve doktora düzeyinde eğitim almış kişi sayısının işgücüne oranının diğer illere göre daha yüksek olduğuna işaret edilen raporda, Bilişim Vadisi’nin öncelikle Ankara’da kurulmasına ilişkin şu değerlendirmelere yer verildi: “Bilişim Vadisi politikası belirlenirken ağırlık verilecek sektörler, firmalar ve yer seçiminde ülke içerisinde üretimini artırıp yaygınlaştırma kapasitesi olan ve görece yerli sermaye ağırlıklı sektörleri destekleyecek önlemler geliştirilmesi yerinde olacaktır. Bu tip öncelikli sektörlere savunma sanayisi örnek verilebilir.Ankara’da oluşan makine üretimi, malzeme bilimleri, bilgi ve iletişim teknolojilerinin gelişimiyle de beslenen başta savunma sanayisi olmak üzere giderek gelişen Ar-Ge yapısının bozulmamasına özen gösterilmelidir. Sonuç olarak tüm analizler çerçevesinde Bilişim Vadisi’nin öncelikle Ankara’da hayata geçirilmesi en doğru seçenek olarak karşımıza çıkmaktadır. Ankara’yı bir üst teknoloji seviyesine sıçramakta sorun yaşayan İzmir, Bursa, Kocaeli ve İstanbul takip etmelidir.” “Adana üretim, Mersin ticari üs olarak değerlendirilmeli” Rapora göre, orta gelir tuzağı riski olan illerin Batı Akdeniz ve Çukurova Bölgesi, Güney Ege ve Güney Marmara, Orta Anadolu ve Karadeniz bölgelerinde bulunduğu belirtildi. Adana ve Mersin’in Türkiye’nin önemli gelişme merkezleri olduğunun ifade edildiği raporda, Adana’nın daha çok üretim, Mersin’in ise uluslararası pazarlara açılım için ticari üs olarak değerlendirilmesi gerektiği kaydedildi. Raporda, Mersin’de Gülnar, Mut ve Silifke hattının “rüzgar enerji santralleri” için uygun olduğu değerlendirmesinde bulunuldu. Kayseri’ye ilişkin kalkınma önerilerinin de yer aldığı raporda, gelecekte ilin savunma sanayine ağırlık vermesi, tıbbi ve optik aletler ile motorlu kara taşıtları üretimine odaklanmasının uygun olacağı belirtildi. Konya’nın rüzgar ve güneş enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynakları açısından fırsatlar sunduğu ifade edilen raporda, “Karapınar ilçesi Türkiye’de en fazla güneşlenme süresine sahip ilçe konumundadır. Yeterince faydalanılamayan yenilenebilir ve temiz enerji teknolojilerine yatırım yapılarak, kalkınmada önemli bir ekonomik ve toplumsal gelişme sağlanabilir” ifadesi kullanıldı. Raporda, ilin tarım sektöründe gerçekleştirmesi gereken teknolojik dönüşümün sağlanabilmesi için bu sektöre özel önem verilmesi gerektiği vurgulandı. Erzurum’un kış turizmi açısından potansiyelinin önemine işaret edilen raporda, bu konuda fiziki altyapı yatırımları yanında tanıtım-pazarlama faaliyetlerinin yapılması gerektiği vurgulandı.
Kaynak : aa.com.tr